Dünden bugüne yaşanan, ancak herkes tarafından açıkça dile
getirilmeyen bir konuyu ele almak istedim bu yazımda. Hiç süslü kelimeler bulup
sizi yormadan dile getireceğim. Konumuz patrondan çok patron olan sözde işgüzarlardır.
He dip not bu yazdıklarım tâbii ki istisnalar dışında kalan
elemanlar ve işverenler için geçerli değil, demedi demeyin: D
Efendim, malûm herkes iş güç sahibi. Nitelikler, yer, mekân
gözetmeksizin yazıyorum. Bir iş yerin de çalışıyorsunuz. Elbette ki gözünüze
aşağıda belirteceğim tipte insanlara da çok tanık olmuşsunuzdur. Kapı arkaların
da şikâyetçi olduğunuz bu kişiler on numara beş yıldız değme oyunculara taş
çıkaran aktör ve aktiristler dir.
Neden mi? Bu kişiler patron hedefli çalışırlar, bakın iş
yeri sahibinin çıkarlarını değil, kendi çıkarlarını düşünerek çalışırlar. Peki,
nasıl gelişir bu olaylar ve neden patronunuz bu kişiye daha çok önem verir? Bu kişiler,
işe girdikleri andan itibaren kendi alanları dışında işvereninin açıklarını çok
iyi öğrenirler. Kimi işverenin çapkınlığını, kimisi gece hayatını, kimisi özel
yaşadığı zaafları ya da güncel aktivitelerini incelerler. Gerçekte kendisin de
var olmayan, işverenin özel yaşamlarını kendide yaşıyormuş gibi yapıp, bir nevi
yakınlaşma ve arada iş dışında da aktif bir şekilde iletişim ağı sağlarlar. Bunun sebebi iş yerinde ki pozisyonunu netleştirmek ve diledikleri şekilde
varlıklarını sürdürmektir.
Kimi gerçekte evli veya sevgilisi varken, yokmuş gibi
davranıp fiziksel gösteriş ya da cilveler ile işverenine yakınlaşıyormuş gibi
yapıp ilgi çekerler. Kimisi ise erkek kadın fark etmez gece âlemlerine beraber
katılır, onların bütün özellerini öğrenirler. İşveren bu yakınlaşmanın yanında
ki kişiyle özlenen dost ya da güven içinde bir iş dışı arkadaşlık gibi görürler.
Tâbii bunlar bazı benzetmeler bunun yanı sıra patronunuz
gayet mütevazı ve ahlâkî değerleri yüksek biride olabilir, işte gerçek
hayatlarında bu tarz bir hayatı olmayan insanlarda patronu hangi konuya ilgi duyuyorsa o hale bürünürler.
Peki, ne yapalım alan razı satan razı konusuna gelirsek,
benim aslında seslenmek istediğim kişiler işverenlerdir. Efendim sizin
hayatlarınız sizi ve gerçekte iş dışındaki mevcut arkadaşlıklarınız çerçevesin
de kalmalıdır. Yanınızda çok güvendiğiniz yıllarca tabandan tavana bütün
işlerinizi yükselttiğiniz, başarılarınızın ortak yol arkadaşı, iş
arkadaşlarınız dışın da, henüz işe yeni girmiş veyahut kısa dönem sonra siz
bütün başarılarınızı elde ettikten sonra işe aldığınız insanların. Gerçek hayatlarını
iyice öğrenmeden kendiniz ile ilgili açıklar vermeyiniz. Güven sağlandıktan
sonrasın da ise ne yapıp yapmayacağınız size kalmalıdır zaten. Peki, bu tarz
insanların size ve çevrenize üstelik işinize olan zararları nelerdir.
1.Sizin olmadığınız zamanlarda, iş yerinde kendisine ait
görevleri diğer elemanlarınıza yaptırırlar. Sizin gelmenize yakın işi kendi
ellerine alıp diğer çalışanın işine engel olurlar. Sizin verdiğiniz taviz
nedeni ile diğer çalışan patronunun gözdesine tabi ki karşı çıkmak istemeyecektir.
Sebebi işten bir bahane ile atılmayı göz önüne alamazlar.
2.Kendisi ile aynı özellikte ki iş bilgisine sahip kimselerin,
varlığı onları korkutur. Siz belki daha çok verim alacağınız diğer elemanın, o kişi
tarafından karalanıp işi bilmediği iddiası ile işten çıkarılmasını talep
etmesine göz yumacaksınız..
3.Bu tarz kişilerin ekip çalışması ruhu yoktur. Genel de asabî
ve sert tutumları ile kendi isteklerini daha çok yaptırmaya çalışırlar.
4.Toplantılarda çok aktif rol oynamazlar. Herkesi dinlerler,
ancak kendi söyleyecek cümleleri o anda dile getiremezler. Getirmek durumunda iseler
ya patronun ağzından aldıklarını aktarırlar ya da sürekli itiraz halindedirler.
O işle ilgili fikirleri yoktur zaten. Bu bir nevi dersini çalışmayan kopyacı
öğrenci niteliğindedir.
5.Kendi menfaatleri ilk hedefleri olduğundan, gelecek yeni
bir iş anlaşmasının iş yerinize zararı olup olmayacağını araştırmazlar. Bu teklif karşılığın da diğer şirketten rüşvet
alırlar. Daha doğrusu bu işe girmeniz için karşı taraftan sakal isterler.
6.O kadar içli dışlı olmuşsunuzdur ki, dikkat edin
maaşlarını geç almaya başladıklarında ilk önce onlar size çok ağır ithamlarda
bulunurlar. ”Hani yakınlık dereceniz?”
7.Sizin açıklarınızı delil olarak toplayıp herhangi bir sıkıntı
olursa kendilerini sağlama almak için siperde dururlar.
8.En bariz özellikleri yanınızda çalıştırdığınız insanlar
hakkında sürekli dedikodu “Yalan Beyan” da bulunan tipler olmalarıdır.
Ben yazarım siz okursunuz bu böyle akıp gider. Bu işgüzarlar
sayesin de işini lâyığı ile yapan birçok kişi işsiz kalmıştır. Birçok iş yeri batmıştır.
Cebinizden çoluğunuzun çocuğunuzun rızkı alınmıştır. Prestijiniz azalmıştır. Bu
ve buna benzer kişileri işlerinizden uzak tutun. Bakın yine tekrar dile
getiriyorum beraber mücadele edip bir yerlere geldiğiniz kişiler değil yazdıklarım.
Başarılı bir işi hayatı için, aktif iş üreten, kendini işiyle ifade eden
insanlarla çalışmanız dileği ile sevgiyle kalın.
Yazan :Pınar Albayrak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder