Bir gün hiç ummadığınız anda karşınıza bir insan çıkar ve
sizin bütün ezberleriniz değişmeye başlar. İnsanoğlu tek başına hayatını
yaşayamaz elbette, karşı cinse olan yakınlık her zaman hayatımız da yer almıştır.
Lâkin hayatımızda yer verdiğimiz onca insan varken, ummadığımız anda karşımıza
çıkan bizim tüm hayatımız olur ve onsuz yaşamın hayalini bile kuramayız.
Bu yazım da sizlere gerçek aşkı, bu aşkın ardından
hayatımızdan birden çekip giden sevgiliyi ve ardından atlatamadığımız anıları
ve özlemleri paylaşacağım.
Aşkı tarif et derler ya bizlerde aklımızda olanı söyleriz “Aşkkk!
hımm kalp atışının hızlanması, onu görünce kekelemek ne bileyim gönlünün
yanması falan” sayar dururuz. Maalesef aşk bu kadar basit belirtiler sergilemez.
O yaşanan ilk etapta beğenilen arzu edilen kişiye yönelik bilinçaltın da ki
fonksiyonların dışa vurumudur.
Elbette yukarı da ki
belirtiler ilk hoşlanma, etkileşim ve yakınlaşma duygularıdır ve karşınızda ki
de size ayak uydurursa birliktelik başlar. Dikkat ederseniz bu tarz hisleri
yaşayan çok olmuştur. Ancak biten ilişkilerin ardından sadece 1 hafta sonra
duygular yok olmaya yüz tutmuştur. Bu da aşk diye nitelendirdiğimiz etkileşimin
anlık fonksiyonlar olduğunun bariz belirtisidir. Yani demek ki bir insan herkese hayranlık duyabilir ancak aşk dediğimiz olayı yaşayamaz.
Şimdi sizlerle birlikte, hayali iki kişi oluşturalım ve onun üzerinden aşk acısını dile getirelim.
Günlerden bir gün oldukça çapkın bir erkek olan Cihan,
arkadaşları ile eğlenmeye çıkmıştır. O gün makara geçen sohbetlerinin arasın da,
birden karşı masaya saçları beline kadar uzun hafif bir makyajla, güzelliğine
gölge düşürmeyen kırmızı elbiseli bir kız oturur.
O mekânda ki hiçbir kıza benzemez o kadar doğal, o kadar
sevimli gülen, bir kız daha önce hiç görmemiştir Cihan. O akşam uzun uzun kaçak
bakışlarla kıza bakmış ancak o çapkınlık niteliğinde ki marifetleri ile kıza yaklaşamamıştır.
O akşamın ardından Cihan bütün gece uyuyamaz aklına hep o kız gelir.” Keşke
konuşma fırsatım olsaydı, Ben nasıl oldu da yanına gidemedim.” diye de kendince
hayıflanır.
Cihan’ın aklından bir türlü çıkmayan bu gizemli güzelle, tam
bir ay geçtikten sonra Taksim meydanın da güvercinlere yem atarken çarpışırlar “Bende
bayağı Türk filmi senaryosu yaptım gözden kaçırmayın: D.”yüzlerini birbirlerine
dönerler, Cihan donakalır o anda. Kız çok özür diler. Bir şeyler ifade etmeye
çalışır ancak Cihan sadece kızın gözlerine bakıp durur. Bunun üzerine kız
oradan uzaklaşır ve İstiklâl de bir cafe’ye doğru ilerler. Cihan kızın peşinden
gizlice ilerler ve gittiği cafe'nin için de bir masaya oturur. Kız orada
garsonluk yapmaktadır.
Kız, masaya yaklaşır ve: “Demin size çarpmıştım, üzgünüm bir
sorun mu var” der.
Cihan biraz kendini toparlayıp: “Yok sadece kahve içmek istiyorum.”
Saatlerce oradan
ayrılmaz, gözü sadece kızı izlemektedir. İş bitimi kız tam cafe den çıkarken ,Cihan
cesaretini toplar ve kıza yaklaşıp:” Çok özür dilerim, beni yanlış anlamayın
ancak sizinle bir şey paylaşmam lâzım.” der, ve 1 ay öncesinden bu güne kadar
kıza içinde yaşattığı bütün hisleri anlatır.Tabi kız başta şaşırır! ancak
kendisine saygıyla yaklaşıp duygularını anlatan insana da çok sert bir tepki göstermez.
Kız,Cihan’a :”Size saygı duyuyorum. Ancak sizin için yapabileceğim bir şey yok” Bunun üzerine Cihan:” Sizi rahatsız etmek istemiyorum; ancak bana en
azından isminizi söyleyin.”
Kız hafifçe gülümser :
“Adım Leyla “ ve yavaşça yoluna devam eder.
Evet Leyla! Leyla üniversite son sınıf öğrencisidir.
Ailesine yük olmamak için aynı zaman da bir cafe de çalışıp harçlığını çıkartmaktadır.
O gün eve döndüğün de ev arkadaşlarından birine durumu anlatır. Arkadaşı bu
duruma çok takılmamasını söyler ve okul dönemimin az kaldığını memleketine
dönmesi gerektiğini hatırlatarak bir erkeğe güvenmemesini tavsiye eder. Leyla
temiz duyguları olan aile ve okul hayatına daha çok zaman ayıran daha önce
hiçbir ilişkisi olmayan bir kızdır. Onu tanıyan ve tertemiz yüreğinin yıpranmamasını
isteyen arkadaşı onu korumaya çalışmıştır bir şekilde.
Cihan, bir kere konuşabilme fırsatı bulduğu Leyla’sın dan
vazgeçmek istemez. Her gün belirli saatler de cafe'ye gider sadece onu izler. Aylar
boyu devam eden bu gelgitlerden birinde Leyla artık dayanamaz ve Cihan’ın
yanına giderek: ” Neden buraya geliyorsun.” Cihan : “Seni rahatsız etmek
istemedim. Ancak seni görmeden yapamıyorum.” Bunun üzerine
Leyla :” Tamam o zaman iş çıkışı bir yere gidip, bu durumla
ilgili konuşalım, çünkü ben değil ancak çalıştığım yerde sürekli beni izlemen işverenlerimin
dikkatini çekti. İşimi kaybetmek istemiyorum”
der.
Cihan la Leyla iş çıkışı sakin bir mekâna gidip uzun uzun
konuşurlar samimî karşılıklı hayatlarını anlatmaya başlarlar. Cihan Leyla’nın
yaşamını dinlerken onunla gurur duymuş ve hayatına giren kadınlardan çok farklı
olduğuna bir kez daha tanıktır artık. Tabi Leyla’yı kaybetmemek için kendisinin
düne kadar çok çapkın bir erkek olduğunu ifade etmemiştir.
İkisi de birbirinden aldıkları enerji ile ilişiklerine başlamışlardır.
Cihan arkadaşlarına daha az zaman ayırıyor Leyla da iş çıkışlarını tatil
günlerinin biran önce gelmesini sabırsızlıkla bekliyordur. Beraber sinemaya gidip,
yemek yiyip, en komik anları ile yüzlerinden gülücükleri hiç eksik olmuyordur.
Leyla’nın kaprisleri, Cihan’ın etrafında ki kızlar gibi istekleri yoktur. Tek
istediği günlerinin yan yana geçirmek olan Leyla’sına hep hayranlık duymuştur. Leyla
bir şeyler anlatırken Cihan ona büyülü gözlerle bakıp kalır, sözünü kesmek istemezdi.
Her sevgili gibi onlarında bir şarkısı vardı elbet. İlişkileri başlayalı tam
bir yıl olmuştur. Cihan bir gün bile Leyla ile başka anlamda bir araya gelmemiştir.
Onun saf bedenine zarar gelmesine gönlü el vermemiş, sadece yanında olmasını
dilemiştir.
Günler böyle geçip giderken Leyla okulundan mezun olmuştur.
Bir süre ailesinin yanına gitmesi gerekecektir. Cihan Leyla’nın
ailesine kendisini anlatmasını ve onunla evlenmek istediğini söyler. Bir nevi
evlilik teklif etmiştir Leyla’sına. Leyla çok sevinmiştir. Bir an önce
ailesinin yanına gider ve durumu anlatır. Ailesi kızlarının bu kararına saygı
duyarlar ve en kısa zaman da Cihan’la tanışmak isterler.
Leyla memleketin de iken Cihan’ın arkadaşları onu arar ve
buluşmak istediklerini söylerler. Cihan arkadaşlarını kıramaz sonuçta Leyla şuan
memlekettedir. Onlarla gündüz buluşurlar Cihan başından geçenleri arkadaşları
ile paylaşır ve evlenmek için hazırlık yaptığını dile getirir. Arkadaşları Cihan’ı
tebrik eder ,ancak bilinen o ki erkek arkadaşlarının sabit bir ilişkisi
olmadığından Cihan’la o gün son kez eğlenmeyi teklif ederler. Sadece arkadaşlarının
olacağını düşünen Cihan bu teklife hayır demez. Bütün akşam içerler eğlenirler.
Günün sonun da Cihan’ın evine geçerler. Cihan çok yorgun ve alkollü olduğu için odasına gider .Kendisinin de zamanında olduğu gibi çapkın arkadaşları eve bayan arkadaşlarını
alırlar.Cihan uyumaktadır ve alkolün verdiği yorgunluk ile gözlerini bile
açamaz halde iken evde olup bitenden de haberi de yoktur.
Gece yarısı kızlardan biri Cihan’ın yattığı odaya girip,onun
yanına yatar. O sabah Leyla ailesinin kararı ile Cihan’a sürpriz yapmak için
gelir ve kapıyı çalar. Kapıyı Cihan’ın arkadaşlarından biri açar. Leyla evdeki
ağır alkol ve sigara kokusu , etrafta uyuyan kadın erkek görünce içinde büyük
bir yangın oluşur. Cihan’ın odasına dalar ve gördüğü manzara ile hiçbir şey
demeden apar topar evden ayrılır.Oluşan durumun ardından arkadaşları Cihan’ı uyandırırlar,yaşananları
anlatırlar.
Cihan arkadaşlarına çok sinirlenmiş ve onları evden kovmuştur.
Leyla’ya ulaşmaya çalışmaktadır. Günler geçip gider ancak Leyla dan hiçbir haber alamaz. Bir gün dayanamaz ve Leyla’nın
ailesinin yanına gider.Leyla’nın ailesine durumu anlatamaya çalışsa da onu dinlemek
istemezler.Leyla’nın işi gereği tayini çıkmıştır.Gittiği yer de Cihan’ın
yaptıklarını unutabilmek ve hayatına sil baştan yön vermek için iş yerinden bir arkadaşı ile evlenir.
Cihan taksimi mesken tutmuştur. Leyla’sının bir daha ona
gelmeyeceğini bilse de onun eskiden çalıştığı cafe'ye gider ,geçmişi hatırlar
gönlünü ağlatırdı. Nereye baksa onu görür ne yapsa onu hatırlar , hayatını
kendine zindan ederdi.
Bir kere olsun onun kendisini dinlemesini ister ancak
istediğine ulaşamadıkça daha da kötü olurdu. İşlerine odaklanamaz hale gelmiştir.
Geçici ilişkiler denemeye çalışsa da yapamamıştır. Her yer leyladır' onun için.
Bir gün sosyal medya da tesadüfen Leyla’sını görür Leyla evlenmiştir
ilk defa oradan öğrenmiştir. İçin de kocaman acı hisseder ancak” Leyla’m
mutluysa bende mutlu olurum” diye kendini teselli etmeye çalışırdı. Cihan ne
yaptıysa unutamamıştır, avutamamıştır kendini. Hiç kimseyi onun kadar çok
sevmemiş ve evlenmemiştir.
Yukarıda bir aşkın insanın hayatını nasıl etkilediği
paylaştım naçizane sizlerle. Aşk gerçekten iki insan arasında yaşanan en yoğun duygudur.
Aşk zamanla alışkanlığa dönüşür. Tüm hayatınızın zerresin de yer alır. Siz
bakmayın “evlilik aşkı öldürür masalına” demek âşık değilmiş sadece hoşlanmışsınızdır.
Aşk denen şey kendini hep aynı kişide yeniler.
Yapmanız gereken, hiç bir şey daha çok geç değilken
sevginize sahip çıkın. Beraberken ona onu ne kadar çok sevdiğinizi söyleyin. Hayatınızda
ki eski alışkanlıklarınız size zarar veriyorsa onlardan uzak durun. Başkalarının
dolduruşuna gelmeyin. Geçici hevesler için gönlünüzdekini yok etmeyin. Aşkla
Kalın Canlarım
Yazan :Pınar Albayrak
Aşk acısı nasıl geçer konulu yazımı okumak için tıklayın: aşk acısı nasıl geçer
YanıtlaSilTavsiyeniz için teşekkürler mutlaka okuyacağım
Sil