Günlerden Pazar günü, sabah
kalkıp yarı paspal yarı rüküş bir moda ikonu gibi, kahvaltıya gitme zamanı.
Bize göre ve birçoğuna göre rutinleşmiş yaşam tarzlarımız. Akabin de gün için
de gidilen cafe’ler, sinema, eğlence ya da farklı planlar ile geçirdiğimiz gün.
Ne kadar basit değil mi? çünkü bizim şartlarımız buna ayak uydurabilecek
düzeyde. Daha sonra ellerimiz de telefonlar gün boyu neler yaptıysak insanlara
kendi yaşantılarımızı ifşa ederiz.
Amaç,”bak ben çok güzel bir
gün geçirdim. Bizim de gidecek yerlerimiz bol keseden harcayacak paramız eşimiz
dostumuz demek için.” Kendime de kızıyorum merak etmeyin. Ben sanki bunların
hiçbirini yapmıyor muyum? İşte insanoğlu kimi yeriyorsan kendin de aynı
şeyi yapar durursun.Neyse gün bitimine yakın saçma bir yorgunluk gelir
üzerimize .Çok şey yaptık aman Allah'ım Pazartesi sendromuna saatler kaldı
psikolojisine gireriz çoğu zaman da.
İşte yine buna benzer bir
Pazar günü geçirdikten sonra akşamın ilerleyen saatlerin de arabanın için de
eşimin marketten alıverişini beklerken, birden sağıma baktım. Bir cd kutusunu
öpüp koklayan ona sarılan kırmızı yanaklı, kumral tombik bir çocuk gördüm. Önce
anlamadım biraz dikkatli bakınca, çöpten ekmek parası kazanmaya çalışan, bir
ailenin evladıydı. İrkildim, şaşkın gözlerle! Yüzüne, o güzelliğine ve anlamsız
gelen mutluluğuna baktım. Tam o sırada anneciği onun Sevincini fark etmişti.
Bir tebessüm kondurdu yüzüne ve kumral saçlarını okşadı minik yavrunun.
Çöp toplayanların arabası
olur ya, ondan vardı, yanların da. Demir, kirli kolun da okul çantası vardı.
“Bugün pazar,” belli ki onu da çöpten buldular. Ne tuhaf mutluydular. Onca
bezgin bir yaşamın küçük ödüllerini almışlardı. Birilerinin Yok saydıkların da…
Ben o çocuk ruhun da
yaşattıkları İle mutlu olmaya çalışan evladın yüzünü hiç unutmadım.
Onlar Pazar tatilin de
değillerdi. Pazar gününe kadar atılan çöplerimizden mutluluk arıyorlardı. Oysa
biz nankörce geçirdiğimiz koca bir gün sonrası tuhaf yorgunluklarımızı düşünüyorduk.
Utandım hem de çok utandım.
İnsanız ya herkesin başına
olumlu, olumsuz badireler gelir geçer. Yakın zamanda bizde yaşadık zorlukları
evet belki o kız çoğunun ailesi gibi değil ancak, kısıtlamak zorunda kaldık
birçok etkin hayatımızı. Aklıma gelen bu güzel anı ile şükür ettim Allah'a.
Çöpten mutlulukları, manen tüm hissiyatımla.
Bencillik insanoğlunun en
zayıf alışkanlıklarından biridir. Kimi etrafıyla yaşar kimi kendine yaşar.
Rabbim bizi “Komşusu Aç İken Tok Yatan” dan
eylemesin.
Yazan: Pınar Albayrak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder