Son zamanlar da malûm cep telefonlarından dost sohbetlerine
hasret kaldığımız bir gün, ellerimizden telefonlarımızı bir kenara atıp iki lâfın
belini kıralım dedik. İşte o sohbetin ardından gerçekten güzel bir şey yakaladım
ve sizlerle paylaşmak istedim. Hem ailemizin bir üyesi hem de uzun yıllardır
organizasyon şirketi sahibi olan Ahmet Şahin beyefendi, işi gereği yabancı
uyruklu kişiler ile sohbetlerinden bir tanesin de öğrendiği bir bilgiyi aktardı
bize. Konu mutluluktu evet “Mutluluk” çoğu zaman anlık yaşadığımız bazen hiç
hatırlamadığımız duygularımızdır. Peki, bu kadar ilginç olan ne diyecek olursanız,
bir mecliste biz kuralım ve yazımın içeriğinden umarım bir şeylerin farkına
varır ve sevdikleriniz ile paylaşırsınız.
Ahmet Bey arkadaşı ile konuşmasın da yılbaşların da Türklerin
eğlence anlayışını sormuş, oda her yıl bariz eğlence mantığını anlatınca; zatı
muhterem arkadaşı ona güzel bir yılbaşı etkinliğini anlatmış. Bir yıl boyunca
sevdikleri ile beraber geçirdikleri en mutlu anlarına ait bir eşyayı ya da
materyali evlerin de bulundurdukları sandıkların içlerine atarlarmış. Yılbaşı
eğlencesinde bu sandığı açıp bütün bir yıl nasıl mutlu olduklarını anımsayıp
yıla öyle başlarlarmış. Dedim mutluluk biriktirmişler ne güzel oysa bizler hep
en mutsuz anlarımızı hatırlarız öyle değil mi?
Evet, maalesef bizler mutsuzluklarımız ile besleniriz hep
geriye bakar ağlar sızlar kendi kendimize kahrederiz. İnsanları sorgular,
yaşanmışlıklar ile psikolojimi bozmak için elimizden geleni yaparız.
Anlatımlarımız da hep bu yönde olur. Tabiri caizse kendimize eziyet etmekten
başka bir şey değildir bu. Tüketmek bizim en becerikli yönümüzdür. Sevgilerimizi,
dostlarımızı, ailemizi hatta yıllarımızı… Bizde gelen hep gider kalanlarla ise
mutlu olmak için çaba göstermeyiz, çünkü sorguladıklarımıza yenik düşeriz.
Malûm hep insanlara sorulan sorudur” Mutlu olmak için ne
yapıyorsunuz.” ya da “Sizi ne mutlu eder.” Aslında çok mantıksız bir soru çünkü
bu hissiyat kendiliğinden oluşur. Elbette ki kimsenin hayatı güllük gülistanlık
olamıyor maalesef. Sadece ülke, insanı olarak değil, tüm dünya insanlarının hezimeti,
yaşanmışlıkları, mağlûbiyetleri, başarısızlıkları ve ayrılıkları vardır. Benim
ifade etmek istediğim anlık yakaladığımız her güzel anıyı en kötü günlerimizde
bile önümüze koyarak masum bir gülümseme ile kendimizi motive etmektir.
Örneğin, eşlerin kavgaların da aslın da en kötü günleri
hatırlayıp birbirlerinden daha da soğumak için ellerinden geleni yapmaktansa. Mutluluk
sandıklarımızı oluşturup en güzel anıları önümüze koyduğumuz da birbirinize
olan sevginizi güçlendirebilirsiniz. En çok yaşanan vaka eşler için olduğundan
bu örneği verdim. Lâkin, her şey için mutluluk biriktirin. Unuttuklarınızı
hatırlayın. İnanın sizin için de harika bir deneyim olacak ve hayata pozitif
bakmayı öğrenecekseniz
Şimdi varsa mutlu olduğunuz anlarınız benimle yazımın altın
da paylaşın ve en azından bir tebessümde siz yaşayın. Mutluluklar
Yazan :Pınar Albayrak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder